bugün

entry'ler (223)

et fiyatları artıyor çünkü halk zenginleşti

(bkz: sen eşşek olduktan sonra semer vuranın çok olur)

ibretlik bir hikaye

(bkz: çok komikmiş bir daha anlatma)
(bkz: da ayrı)

ahmet kural

doğru/yanlış ortaya çıkmadan salyalar saçarak herhangi birisine saldırmak. bunu yapanlar bir kadını döven bir erkekten ne kadar farklı olduklarını zannediyorlar ki acaba?

popon hep pipimde dursun

erotizm desen erotik olmayan, komiklik desen komik olmayan, müzikalite zaten barındırmayan liseli eglencesi.

enflasyonla topyekün mücadele

elektrik ve doğalgaza iki hafta içinde iki kez yüklü zamlar yapmadan önce açıklanması gereken mücadele programı...

fatih terim in fenerbahçe nin başına geçmesi

aklı başında her fenerbahçelinin allah korusun diyeceği olaydır. bu tip insanların değil fenerbahçe türk futbolunda dahi olmaması gerekir.

19 kasım 2006 fenerbahçe beşiktaş maçı

fenerbahçe saldırırmış gibi görünürken beşiktaşın oyunu kontrol ediyormuş gibi görünmesine rağmen oyunu fenerbahçenin kontrol ettiği maçtır.
buz gibi golün verilmediği maçtır.
gereken yerlerde kartları çıkarmayan dandik hakemin yönettiği maçtır.

girsin ciksin kalbini bozma

kötü şeyler yaşandığında yaşayan kişinin umarsızlığını yüzüne vuran tabir.

tren bana girdi dumani niye senden cikiyor

(bkz: girsin çıksın kalbini bozma)

kadınları dövme özgürlüğü

ayet erkeklere, eşlerinin kendilerini aldattığı veya ailelerine ihanet ettiği durumlarda, onlara sırasıyla öğüt verilmesini, yataktan uzaklaştırılmasını ve en son olarak "fadribuhünne" kelimesinden türeyen "darb" edilmesini söylüyor. kimi tefsirciler darbın dövmek kimileri ise uzaklaştırmak/terketmek olduğunu söylüyor.
birçok kelimede olduğu gibi arapçada darbın da onlarca anlamı var. bunlardan birisi gerçekten uzaklaştırmak birisi de dövmek.
benim inancım bilinçli müslümanın bu konuda kendisinin karar verebileceği yönündedir. adalete güvenen, allahtan korkan insan kimseyi dövmez.
şu başlık altına, ne dövmesi canım nerden almışım o hakkı ben vs yazanların 9/10 unun aldatıldıkları zaman o girdilerini hatırlamalarını umarım. çünkü hepsinin de birer canavara dönüşeceğinden şüphem yok.

: konu ayetle desteklense bile başlığın kadınları dövme özgürlüğü olması ahmet çakar tabiriyle takiyyedir. ortada bir özgürlük yoktur. hele altında islam dininde makbuldür yazılması çamur atmaktan ve cahillikten başka birşey değildir.

ankara halı saha zirvesi

ayağım iyileşmediği için katılamayacağım zirve. bol goller dilerim. ama hepsini beşiktaş takımına atmayın yazıktır. *

bülent ecevit in cenaze töreni

evimizin önünün polis dolacağı anlaşılan cenaze töreni.

kalorifer böceği

(bkz: kalorifer böcekleri noktalamaya önem verir mi)
(bkz: böceklere böcü denince sevimli mi olunur)

tt nin suriye ye ve iran a internet hizmeti vermesi

(bkz: her boyayı boyadık fıstığı yeşil kaldı)

jerry seinfeld

"get out of here" da dizisinin sıkça tekrarlanan eğlenceli repliklerindendir, elaine'in söyleyişi pek güzeldir.

osmanlı türk değildir

Osmanlıca farklı bir dil midir?

Osmanlıca, Osmanlı imparatorluğu döneminde kullanılan ve Arap harfleri ile yazılmış Türkçe'dir; ayrı bir dil değildir. Bazı yazarların eserlerinde aşırı derecede Arapça ve Farsça kullanarak kitaplarını anlaşılmaz hâle getirmelerinden hareket edenler Os­manlıca'yı farklı bir dil gibi takdim ederler. Devletin resmî yazış­maları incelendiği zaman elkablar çıkarıldığında kullanılan dilin anlaşılmasında fazla bir güçlük yoktur. Ancak ortaya yeni çıkan bir problem Osmanlıca'yı anlamayı iyice zorlaştırmıştır. Bu da son 30 yılda dildeki sadeleşme sonucunda günlük yaşamda kullandığımız kelime sayısının azalmasıdır. 1970'li yılların başında kullanılan Türkçe ile Osmanlı döneminde kullanılan Türkçe kıyaslanırsa arada fazla bir fark olmadığı anlaşılacaktır.

Erhan Afyoncu "SORULARLA OSMANLI iMPARATORLUĞU III"

osmanlı türk değildir

osmanlı türk, arap vs. gibi isimleri etnik anlamda değil o insanların yaptıklarıyla beraber anardı. örneğin adi fransızlar ermeni tasarısını onayladı cümlesinde tasarıyı onaylayan fransızlara adi denilmiştir.

"Bazı Osmanlı tarihçilerinin eserlerinde, Türkler için etrâk-ı bî-idrak, yani idraksiz Türkler denilmesinden hareket eden bir kısım araştırmacılar Osmanlı imparatorluğu'nun Türk devleti olmadığını iddia ederler. Bu tutarsız bir yaklaşımdır. Osmanlı tarihçilerinin eserleri incelendiğinde Türklerle ilgili bu şekildeki ifadelerinin etnik kimliği değil sosyolojik ve siyasi bir durumu belirtmek için kullanıldığı görülür. Ayrıca bu ifade ile kötülenenler, genellikle devlete karşı çeşitli hadiselere karışmış veya Şah ismail'e katılmış olan Türkmenlerdir. Düşman olarak görülen bir devlete yapılan bu katılımları aşağılamak için Osmanlı tarihçileri bu tür ifadeler kullanmışlardır. Türk ve Türkmen isimlerinin olumsuz ifadelerle anılması sadece Osmanlı dönemi tarihçilerine özgü bir davranış değildir. Selçuklu tarihçilerinin de Türkmenler hakkında bu şekilde olumsuz sözleri vardır.

Osmanlı döneminin bazı tarihçileri bu olumsuz ifadeleri Türk kimliğini değil köylü ve göçebeleri kötülemek için kullanırlar. Özellikle yarı göçebe hayat yaşayan Türkmenler devlet düzenine ayak uyduramamaları ve yerleşik hayata zarar vermeleri sebebiyle eleştirilmektedir. Osmanlı tarih yazarlarının eserlerinde bu tür ifadeleri başka milletler için de görmek mümkündür. Örneğini göçebe Araplara, Arab-ı bed-fial (kötü işler yapan Arap), Arab-ı, bed-rey (düşüncesi kötü Arap), Arab-ı Şekavet-şiar (eşkıyalığı adet haline getirmiş Arap) denilirdi. Buradaki millet isimleri etnik bir mana ifade etmekten ziyade bu toplulukların yaşam tarzını gösterir. Nitekim Fatih Kanunnâmesinin bir ceza bahsinde geçen "Türk veya şehirli olsa" ifadesi Türk kelimesinin göçebe Türkmenler ve köylüler için kullanıldığını açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Osmanlı tarihçilerinin eserlerindeki Türklerle ilgili olumsuz ifadeleri gündeme getirenler, aynı kitaplardaki olumlu sözleri görmezden gelmektedirler. Aslında hiç kimsenin bir şeyi incelediği yoktur. Yıllardan beri hiçbir araştırma yapamadan, Osmanlılar, 'etrâk-ı bî-idrâk' diyerek Türkleri aşağılarlardı, sözü tekrarlanır. Tarih kitapları incelendiğinde Türk ve Türkmen isimlerinin aley­hine olan ifadelere genellikle Osmanlı yönetimine karşı mücade­lelerde rastlanır. Fetret Devri'nden, Şeyh Bedreddin ayaklanmasına, Safevi Devleti'nin Anadolu'daki faaliyetlerinden, Celali isyanlarına hadiseler anlatılırken Osmanlı tarihçileri "Kaba Türk veya Türkmen, cahil Türkmen, hilekar Türk (Türk-i bed-lika), çirkin Türk (Türk-i sütürk)" gibi tanımlamalarını kullanırlar."

Erhan Afyoncu "SORULARLA OSMANLI iMPARATORLUĞU III"

gölge tunalı

hemen karşısında otopark olduğundan rahat edilesi mekan. biraz basık ve sıkıcı ama genelde boş olduğu için sık giderim.*

klişe sözlük bakınızları

(bkz: klise sensin bakınız sana girsin)

nazim hikmet ran i sevmek

şiirden anlamamaktır.